İhlas her amelde ve tavırda, her hal ve söylemde Allah’ın rızasını aramaktır.
Allah’ın rızasına nail olmanın Habibullah’ın sünnet-i seniyyesine ittiba etmekle mümkün olduğunu bilmektir ihlas.
İhlas, iman ve Kur’an hizmetinde bulunan kardeşlerini tenkit ve tahkir etmemektir.
Dine hizmeti esas alan kardeşlerimizin fazilet ve şerefleriyle iftihar etmektir ihlas.
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri dine hizmet etme gayreti içinde olan meslek ve meşrep sahiplerine şöyle seslenir: “Ey ehl-i hakikat ve tarikat! Hakka hizmet, büyük ve ağır bir defineyi taşımak ve muhafaza etmek gibidir. O defineyi omuzunda taşıyanlara ne kadar kuvvetli eller yardıma koşsalar daha ziyade sevinir, memnun olurlar.”
Dini hizmetlerde ihlas hak ve hakikat adına her türlü maddi ve manevi menfaatten istiğna etmektir. Allah’ın rızasının büyük kalabalıklar toplamak ve görünür olmakla değil, ihlasla kazanıldığının şuurunda olmaktır.
Kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmektir ihlas. Dine hizmeti esas alan gruplarla yardımlaşmak ve ittifak halinde olmaktır. Ehl-i imanın nereden ve kimden olursa olsun istifadesine taraftar olmaktır.
Propaganda ve reklamdan uzak durup rıza-ı İlahi için çalışmaktır.
İhlas, kul ile Rabbi arasında kudsi bir sır ve rabıtadır. Melek bilmez ki yazsın, şeytan bilmez ki bozsun.
Cenab-ı Hak cümlemizi İhlas suresinin hakkı için kendi iradesiyle ihlaslı olan kullarından eylesin ve ihlası tâmma muvaffak eylesin.
