Bir Bayramdır Ramazan’ın on dokuzuncu gün konuğu Prof. Dr. Mahmut Kaplan ile peygamber kıssalarının divan edebiyatına yansımalarına dair sohbet edildi.

Kurra Hafız Fatih Güneş tarafından program başında Yûsuf sûresinden 1-6. ayetler tilavet edildi.

Enler köşesinde İstanbul’dan mühendis Zübeyir Tercan bizlerleydi.

Günün duasında temamız ise Zülkarneyn’di.

Günün hadis-i şerifi…

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:

Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ) (aleyhissalâtu vesselâm)’a gelerek bir hizmetçi talep etmişti. Resûlullah ona: “Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)” dedi: “Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arş-ı Âzam’ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkân’ı indiren; tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden Sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (hepsinin dizginleri Senin elindedir). Evvel Sensin, Ahir Sensin, Zâhir Sensin, Bâtın Sensin. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl.”

(Tirmizî, Daavât 68; İbnu Mâce, Dua 2)

1 Mayıs 2021 Cumartesi

* * * * * * * * * * *

HZ. ÂDEM (AS)

Âdemüñ nakşını yazduñ bî-devât u bî-kalem
Âlemüñ vasfını düzdüñ bî-edât u bî-misâl
(Ahmedî)

Ecdâdını bir kimse şümâr itse rakîbüñ
İblîse çıkar silsilesi Âdem’e irmez
(Behiştî)

Duyunca makdem-i teşrîfüñ Âdem sulb-i pâkinden
Degişdi habbeye bâg-ı cinânı yâ Resûla’llah
(Kânî)

Minnet mi çeker girmek içün Cennete âdem
Mîrâs kalupdur baña Âdem pederümden
(Kânî)

Bildiğiçün sulb-i pâkinden zuhūrın yâ Resûl
İtmedi lâ takrebâ nehyinden Ȃdem ictinâb
(Taşlıcalı Yahya)

* * * * * * * * * * *

HZ. NÛH (AS)

Sensin bizi muhlis yine gark-âb-ı fenâdan
Ne zevrak u ne Nûh u ne tufân bilürüz biz
(Nâilî-i Kadîm)

Nâhuda eylemese Nuh’u bu keşitye Hudâ
Mevc-i tufana ne yelken dayanurdı ne seren
(İzzet Molla)

Cihân seyl-i fenâ yolında bî-bünyâdmış bildüm
Zemân-ı Nûhdan kalmış harâb-âbâdmış bildüm
(Ȃşık Çelebi)

* * * * * * * * * * *

HZ. İBRÂHİM (AS)

Her İbrahîm izzet ka’besinde
Halilullah yahud Edhem olmaz.
(Necâtî)

Kızarmış terleyip ruhsârın ey meh tâb göstermiş
Halîlâsâ cemâlin âteş içre âb göstermiş
(Rahşânî)

Sensin İbrâhîm’e viren ‘azm ü İsmâ’il’e sabr
Hem viren Ya’kûb’a hüzn ü Yûsuf’a hüsn ü cemâl
(Ahmedî)

* * * * * * * * * * *

HZ. İSMÂİL (AS)

Gerçi İsmail’e kurban gökden inmiş kadr içün
Hak bilür kadr içün İsmail ana kurbân olur
(Fuzûlî)

Kebş-i cânın çün âşıkun ol Halîl
İtdi kurbân misâl-i İsmail
(Vahid Mahtumî)

* * * * * * * * * * *

HZ. LÛT (AS)

Lut kavmi ki idüp cürm ü günâh
Oldu günden güne güm-râh u tebâh

Eslemezlerdi nasihat sözünü
Döndürürlerdi Nebîden yüzünü
Hışm idüp anlara nâgâh Hudâ
Elem ü kahr ile gönderdi belâ
(Taşlıcalı Yahya)

* * * * * * * * * * *

HZ. YA’KÛB (AS)

Maksûd kolaylıkla ‘azîzüm ele girmez
Çeşm itdi fedâ Yusuf’a Ya’kûb-ı mahabbet
(İzzet Molla)

O Yûsuf-pirehenler hayf kim pinhân olup dilden
Bu mir’atü’s-safâyı çeşm-i Ya’kûb eylemişlerdir
(Şeyh Gâlib)

Baba nasîhatidir mekr-i hîşden hazer it
İden fütâde-i çeh Yûsuf’u biraderidir
(Seyyid Vehbî)

Yûsuf dahi olsan düşürüler seni çâha
Ebnâ-yı zamânın işi ihvâna cefâdır
(Hâşimî)

Kaçırdı Yûsuf-ı savmı Züleyhâ-yı felek şimdi
Hilâl-iyd sanma elde kaldı tarf-ı dâmânı
(Seyyid Vehbî)

Mısr-ı çerhüñ `izzet ile oldı sultânı güneş
Hüsn ile gûyâ ki oldı Yûsuf-ı sânî güneş
(Mostarlı Ziyaî)

Kumâş-ı hüsn-i Yûsuf nukre-i çeşm-i sefîd ister
Muhassal râygân Ya‘kûba bûy-ı pîrehen düşmez
(Ȃgâh)

Getürdi Yûsuf-ı gülden meger ki müjde yine
Azîz-i Mısr-ı çemen oldı tâc-ver nergis
(Münirî)

* * * * * * * * * * *

HZ. EYYÛB (AS)

Derd ile Eyyûb’u idüp imtihan
Hikmet-i pinhânını kıldı ıyan
(Taşlıcalı Yahya)

Meesîhâ-yı nigehden ders alup dehrin etibbâsı
Bu bîmârın ilacın sabr-ı Eyyûb eylemişlerdür
(Şeyh Gâlib)

Hüzn-ile Ya’kûb u derd-i ışk-ıla Eyyûbdur
Bu dil-i bî-çâre-veş olmaya hergiz derdmend
(Prizrenli Şem’î)

* * * * * * * * * * *

HZ. MÛSÂ (AS)

Döymeyüp subh-ı tecellîde dem-i dîdâra gül
Tûr-ı Mûsâ gibi kendin itdi pâre pâre gül
(Ȃşık Çelebi)

Mûsa-i lutfun yed-i beyzâ ider geh nâmeyi
Gâh kahrunla olur âteş-feşân-ejder kalem
(Ȃşık Çelebi)

Yine Fir’avn-ı şitâ ceyşine Mûsâ-mânend
Eyledi elde ‘asâsını bir ejder sünbül
(Bâkî)

* * * * * * * * * * *

HZ. HIZIR (AS)

Saldı gülşende yine seccâde-i ahdar çemen
Olmağa kâimmakâm-ı Hızr Peygamber çemen
(Emrî)

Mu’anber-hâlüñ ol lacl-i lebüñden
Hızırla çeşme-i hayvâna beñzer
(Ahmedî)

* * * * * * * * * * *

HZ. SÜLEYMAN (AS)

Belâ vü mihnete düşüp Süleymân tâcın urınmah
Ne assı çün yile virür felek taht-ı Süleymânı
(Ahmedî)

Añarlar devlet-i şâh-ı cihânda nâmuñ ey Bâkî
Süleymân yâd olındukça bile mezkûr olur mûrı

Hırmen-i câh-ı Süleymân’a olur hâk-efşân
Mûr-ı kemter ki ola nâ’il-i engüşter-i feyz
(Kâtip-zâde Sâkıp)

Dehenün bir söz ile ‘âlemi kul itdi sana
Kıldı dünyâyı Süleymâna musahhar hâtem
(Revânî)

Bize arz-ı cemâl itmez mi Belkıs-ı emel âhir
Fehîmâ hâtem-i bâğ-ı mahabbetde Süleymânız
(Süleyman Fehîm)

* * * * * * * * * * *

HZ. YAHYÂ (AS)

Bir şehid-i dem-hurūşânım ki gūş-ı cânıma
Rūh-ı Yahya’dan gelir âvâz-ı istihsân bana
(Muallim Naci)

* * * * * * * * * * *

HZ. ÎSÂ (AS)

Néce sıhhat bulam şimden gérü ben haste éy yârân
Tabîb-i cân ü dil olan Mesîhâ-demden ayrıldum
(Ahî)

Rûh-bahş oldı Mesîhâ-sıfat enfâs-ı bahâr
Açdılar dîdelerin hâb-ı‘ademden ezhâr
(Bâkî)

Rûh-ı pâk ol yirüñ eflâk ola mânend-i Mesîh
Kalmaga hâk-i mezelletde bu tendür bâ’is
(Bâkî)

Mürdeye cânlar virür bîmâra sıhhat lebleri
Hikmet-i Lokmân u i’câz-ı Mesîhâ bundadur
(Bâkî)

Alâ’ikdan mücerred ol ser-i kûyında mesken bul
Mesîhâveş mekânı âsmândur ehl-i tecrîdüñ
(Bâkî)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi buraya girin