Başımızı kaldırıp çekirdekten ağaca, yumurtadan tavus hakikatine nazar edince anlaşılır hakikat… Aynen öyle de hadis ve sünneti anlamak için Allah Resulü aleyhisselatu vesselamın manevî şahsiyetine bakmak gerek… Ta ki insî ve cinnî şeytanlar zahiri bir nazarla bizi aldatmasın…

Evet o bir beşerdir, bizden biridir… Bir yanı sen ben gibi… Gülen, ağlayan, elem çeken, ibadet eden bir kul… Diğer yanı hak divanında mahlukatın elçisi, hazine-i rahmetin en kıymettar pırlantası… Ancak kendine vahyolunanı söyleyen bir beşer ve bize bizden gönderilen bir rehber… Ehl-i imana imam, insanlığa hatip, uğruna feleklerin yaratıldığı habib.

İşte hadisler onun yirmi üç yıllık davetindeki sözlerinin, fiillerinin, hallerinin ünvanı ve kulluğun fihristesi olan sünneti seniyyesinin kaynağıdır.

Kur’an elçilere “Siz de bizim gibi insanlarsınız” diyerek helâkete giden gafillerden haber verir… Oysa içimizden elçilere ihtiyacımız var bizim… Çünkü içimizden seçilen birinin rehberliğiyle kazanılır Allah’ın rızası… Bu makamda söz onun! Onun aynasında görünür nedir Rabbimizin muradı? Kâinat mescidinde ezeli bir hutbe olarak okuyor Kur’an’ı. Hadis ve sünnet bu hutbenin aldatmaz ve aldanmaz bir tercümanı…

Evet! Hadisi anlamak için Allah Resulü aleyhisselatu vesselamın çekirdek misal beşeriyetine değil, manevî şahsiyetine bakmak gerek!

Allah hepimize hadis ve sünnetin penceresinden Kur’an’a muhatap olmayı nasib etsin.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi buraya girin